15 Mart 2010

ALEF A




ALEF A


Kudretli Olan’nın vahiylerini aktaran Yuhanna, “Ben Alfa ve Omega’yım,” diyor. Yuhanna Yunanca konuşmaktadır. İbranice konuşsaydı ben Alef ve Tav’ım; Türkçe konuşsaydı ben A ve Z’yim derdi. Her durumda ima ettiği şey şudur: ben İlk Sembol ve Son Sembol’üm, yani Ben Her Şeyim.
Harfler tesadüfen icat edilmiş işaretler olarak görülür, ama bu doğru değildir. Bunlar, esasen, kelimelerle anlatılamayacak kadar derin içsel zihin durumlarının sembolleri, düşünce-resimleridir.
Bütün harfler geometrik şekillerle aynı prensibe dayanır, hepsi tek bir noktadan, varlığın bilinç merkezinden çıkmıştır. Bu nokta uzatıldığı zaman, bilinçli bir şekilde düz veya kavisli bir çizgiye dönüşür. İnsan bundan ötesini algılayamaz. Doğada, her yerde, düz ve kavisli bu iki çizginin her şeyi sınırladığını, belirlediğini görür ve onları sonsuz bir fikrin sonlu ifadeleri olarak kabul eder.
İnsanın içindeki Tanrısal Ruh kendini dışa vurmak istediğinde bu çizgilerle dışa vurmuştur. Akıl içsel ruh ile ne kadar yakından rabıta içindeyse, bu çizgiler ve çizgilerin oluşturduğu şekiller o kadar kusursuz ve simetrik hale gelir.
İnsanın uyanan bilincinin tanıdığı ilk doğal sembol, hiç şüphesiz, “Ben” ve bir daire sembolüdür. Bununla birlikte amacım, insan soyunda sembol gelişiminin mantıksal bir kronolojisini vermek değil, bunun yerine incelediğimiz alfabede gelişmiş olduğu haliyle her sembolde gizli olan bütün olası hakikatleri ortaya çıkarmaktır.
Bu çalışmada İbrani Alfabesi’nin 22 harfini ele almak istiyorum. Bu harfler Mistiklerin Tanrısal Hiyerarşisi, Seçilmiş Halk tarafından en yüce ruhani hakikatleri açıklamak ve gizlemek için kullanıldıklarından dolayı Kutsal Diziler diye adlandırılabilirler.
Bu eserin ardından kadim sistemi modern sistemde kullanabilirsiniz; aslına bakarsanız bu bağlantı kendiliğinden oluşacaktır.
Eğer okuyucu İbrani alfabesini bilmiyorsa, bu garip sembollerin isimlerini öğrenmek ilginç olabilir. Bunun için Mezmurlar 119′u okuyabilirler.
İlk altı harf, Alef, Beyt, Gimel, Dalet, He, Vav, insanın yaradılışını gerçekleştirir ve ona kalıcı krallığına girmesi için bir anahtar verir.
Zayin, Heyt, Teyt, Yod, Kaf, Lamed harflerinin temsil ettiği adımlar nihai Büyük Çalışma’ya girerken yapılan hazırlıklar mahiyetinde dersleri ve talimatları içerir. Sonra gelen altı harf, Mem, Nun, Sameh, Ayin, Pe, Tsade Büyük İnisiyasyon’un, bugüne kadar çok az kişinin attığı, gelecekte birçok insanın atacağı adımlardır. Sonraki üç harf Kof, Reş, Şin yüce uyanışlar, çarmıhın sembolü olan Tav ise Hayatın Başa Taç Edilen İhtişamı’nı temsil eder.
Asla aktarılamaz olan kayıp Söz, telaffuz edilmez İsim, yüce majikal sır, gerçekte her harfin içine saklanmıştır. Bu yüzden bu harflere dair soruşturmalarınızı onu en kısa sürede bizzat kendiniz görecek şekilde yönlendirmeye çalışacağım. Eğer başarısız olursanız, umutsuzluğa kapılmak aptallık olur. Çünkü sizden önce yüzlerce insan bu sırrı hayatları boyunca aramış ve onu bulamadan ölmüştür. Fakat unutmamalısınız ki onlara yardım eden kimse yoktu.
Alef kelimesinin anlamı “öküz”dür. Kökeni şu şekilde açıklanır: Boğa takımyıldızını incelerseniz, onun bir üçgen oluşturan üç yıldızdan oluştuğunu görürsünüz. Eğer hayvanın kendine bakarsanız benzerliği görürsünüz, onun başının ve boynuzlarının ters çevrilmiş bir A olduğunu fark edersiniz. Başı üzerindeki düz çizgiyi, A’nın yatay çizgisi olarak görebilirsiniz.
Şimdi sizden bir şekil çizmenizi istiyorum. Şekli çizdikten sonra onu değerlendirmem için bana gönderebilirsiniz. Çünkü bu şekil derslerimizde çok önemli bir yer tutar. Bir pergelle yaklaşık on santim çapında bir çember çizin. Sonra en alt noktadan başlayarak bu çembere on iki eşit parçaya bölün. Çemberin sağ tarafından başlayarak bölmeleri 1, 2, 3, 4 diye işaretleyin. Şimdi çemberin dışına aynı sırayı takip ederek şu isimleri yazın.
1. Koç
2. Boğa
3. İkizler
4. Yengeç
5. Aslan
6. Başak
7. Terazi
8. Akrep
9. Yay
10. Oğlak
11. Kova
12. Balık
Bunlar on iki Zodyak Burcu, yani Takımyıldızıdır. Bize göründüğü kadarıyla sabit duran uzaktaki yıldız grupları, yani güneş sistemleridirler. Dünya kendi ekseni etrafındaki dönüşü sırasında yirmi dört saat içinde bütün bu noktaları görür. Dünyanın güneş etrafındaki dönüşü hareketinde Güneş, 365 gün de (ve çok az bir ilave zamanda) bu takımyıldızların hepsinden geçer görünür, Ay her 28 günde bir aynı işi yapar. Dahası bütün güneş sistemimiz uzayda, uzak bir merkezi noktanın etrafında döner (bu noktaya PLEİADES, yani “Yedi Bakire” denir). Bu dönüş sırasında her burçtan 2,160 yılda geçeriz. Bütün bu süre boyunca güneş tek bir burçta kalıp, yavaş yavaş öteki burca ilerler.
Çizmiş olduğunuz dairenin sabit bir noktanın etrafında soldan sağa doğru yavaş yavaş hareket ettiğini düşünün. Güneş şu anda BALIK burcundadır; bundan sonra KOVA burcuna, sonra da OĞLAK burcuna girecektir. Ayrıca çağımızdan önce Güneş’in KOÇ’ta, ondan önce de BOĞA’da olduğunu görebilirsiniz. Yaklaşık 4000 yıl önce Güneş Boğa burcundaydı ve dünyanın her yerinde Mısırda, Kalde’de, Pers’te vs. boğaya tapınılırdı.
O zamanlar astroloji Tek Kutsal Bilim olarak kabul ediliyordu. Alfabe bu dönemde, varsayımlara göre Fenikeliler arasında ortaya çıkmıştır. Şimdiki şekilleriyle harflerimizi birçok kadim metinde görebiliriz. Eski İonca’da (İÖ 714) daha modern eklemeler olan G, V, X, Y, Z harfleri hariç bugün kullandığımız bütün harfler vardı.
Herkesin görebileceği üzere yıldız gruplarında, onların temsil ettikleri hayvanları akla getirecek yeterli bir benzerlik yoktur. O zaman bu fikirlerin önce Doğa’da gözlemlendikleri, ardından söz konusu doğal fenomenin yöneticisi ilkesi olarak görülen yıldızlara atfedildiği sonucuna varabiliriz.
O halde soralım. Şu takımyıldızını temsil etmesi için boğanın seçilmesinin nedeni nedir? Çünkü boğa, yılın başlangıcında, yani baharında çok etkin bir şekilde ortaya çıkan üreme gücünün en iyi hayvandır. Bu dönemde güneş de boğa burcundadır.
Bütün kadimler fallusa taparlardı. Üreme ilkesine tapmışlardır. Yazılı tarihten çok önceleri bu tapınma biçiminin saf ve bozulmamış halde mevcut olup şu anda bahsettiğim tarihte yozlaşmaya başladığına dair ciddi kanıtlar mevcuttur. Mısırlılar Osiris’e tapıyordu ve Tanrı’nın o zamanlar ki sembolü, tapınakta tutulan bir Beyaz Boğa’ydı. İsrail çocuklarının çölde yaptıkları altın buzağı (Çıkışlar. 32:4) bu tapınıştan geliyordu. Demek ki Alef, yani öküz veya boğa, Tanrı demekti. Fakat unutmamalıyız ki kadimler için Tanrı, kendini cinsel anlamda üreme işleviyle gösteren Evrensel Yaratıcı İlke’den daha fazla bir şey değildi.
Kadimler için bu Hayat İlkesi gökten gelen Kutsal Ateş’ti; dolayısıyla doğal olarak güneşle ve güneşten geldiğine inanılan ateşle ilişkilendirilmişti. Bu yüzden kadimler aynı anda hem ateşe, hem güneşe hem de cinselliğe tapıyorlardı.
Modern spekülatif dinlere göre Tanrı hakkında daha iyi bir fikre sahip olmaları muhtemeldir. Eğer kadimler gerçek fikirden bir şekilde sapmışlarsa, modernler başka bir şekilde sapmıştır. Tarihte Adem ile Havva dönemi diye idealize edilen bir çağda yaşayan insan soyunun sahip olduğu kadim hakikatin yeniden ortaya çıkarılışında din, metafizik ve felsefe el ele çalışıyordu.
Öğrenci bütün bu konuları derinden tefekkür etmelidir. Aklından bu kadim ipucunu çıkarmadan kararlı bir şekilde Tanrı’yı aramalıdır. Eğer aradığımızı burada bulamazsak, hiçbir yerde bulmayı umut edemeyiz.
Kadim Delfi tapınağının üzerinde GNOTHİ SEAUTON, “Kendini Bil” yazıyordu. Ey insan, sen gerçekten de diri Tanrı’nın tapınağısın ve Tanrı’yı bu tapınakta yüz yüze göreceksin: Tekvin 1.26 ve Mezmurlar 129.14′ü okuyun ve kendi önünüzde saygıyla eğilin! Peki insanın içinde en tanrısal olan şey nedir? Fiziksel işlevler demeye alışkın olduğunuz her şeyi dikkatle gözden geçirin ve aslında fiziksel şeyler olmadığının, sadece kadiri mutlak ruhun ifadelerinin mevcut olduğunun bilincine varın. Her şey ruhtur ve her şey kutsaldır. Nedir en kutsal görünen şey? Beyin mi, kalp mi, ciğerler mi, nedir? Şimdi çok önemli bir şeyi gözlemleyin, insanın en önemli işlevsel organlarının tıpkı A harfinini iki kolu gibi çift yapılı olduğunu görün, bunlar tıpkı sembolümüzdeki gibi birbirlerine katılmış ve uyumlu çalışmaktadırlar. Beyinde cerebrum ve cerebellum; kalpte iki kulakçık, ciğerlerde iki lop vs. Bu soruşturmayı bütün vücudunuzu kapsayacak şekilde genişletin ve ikili bir yapıya sahip olan organlarla olmayanları not edin. Ayaklarınız bir V ** oluşurken, kollarınız bir V oluşturur. Bu ikili ifadenin ardındaysa tek ilke görürsünüz. Bir nesneye bakarken iki gözle baksanız da tek bir şey görürsünüz.
Doğanın her yerinde düal yapıya sahip bu ilkenin işleyişini görürüz, hayvani hayatta buna cinsellik ilkesi deriz. İngilizcedeki sex kelimesi gerçekte six (altı) anlamına gelir ve daha sonra göreceğimiz üzere Tanrısal Düad’daki iki ilke üçlü bir yapıya sahiptir. Bu yüzden tümüyle gerçekleşmiş insan 6 sayısıyla temsil edilir.
A, Temel İlke, makrokozmosun merkezindeki mikrokozmos, bütün renklerin kendinden çıktığı Merkezi ışık olarak İnsan’ın sembolüdür. A Yaratıcıdır, Osiris, Yüce Baba’dır. Yuhanna 10:30′u okuyun. [Şaşılacak şey şunda ki siz onun nereden olduğunu bilmiyorsunuz, o ise, benim gözlerimi açtı.]
A İbranice’de Tanrı’nın İsmi’nin AHİH’in (Ben Benim) ilk harfidir ve Var oluş anlamına gelir. Kabala’da bu Varoluşa atfedilen sıfatlardan kimileri çok anlamladır: Bu sıfatlar şunlardır: Gizlenmişin Gizlenmişi, Kadimlerin Kadimi, İlksel Nokta, Görülmez Yükseklik, Kabartısız Nokta, Beyaz Baş ve ayrıca ARİK ANPİN, Dev Yüz (Sayılar. 6:26. Mezmur. 89:15, Neşideler 5:15, Rev. 1:16)
Kabalacılar onun için şunu söylerler: “O kısmen gizlenmiş, kısmen zuhur etmiştir.” Genellikle insanın Tanrı’nın yüzüne bakıp yaşayamayacağına inanılır (Çıkış. 33:30)* [* Ve dedi yüzümü göremezsin; çünkü insan beni görüp de yaşayamaz.] Oysa her zaman Rab’bin yüzünü aramamız söylenir.** [Rabbi ve onun kuvvetini arayın; Yüzünü daima arayın] Fakat bir şeyden emin olabiliriz, ona öyle yaklaşabiliriz ki yanımızdan geçip gittiğini hissedebiliriz (Çıkış 33:22) [...izzetim geçtiği zaman seni kayanın bir kovuğuna koyacağım ve ben geçinceye kadar seni elimle örteceğim] ve yüzümüz o zaman kadim Musa gibi parlayacak (Çıkış 34:29) [... ve Musa Rab ile söyleştiğinden yüzünün parladığını bilmiyordu.] Ayrıca kesin olarak emin olabiliriz ki ararsak buluruz (Yeremya, 29:13; Mat 7:7; Markos 10:26; Daniel 2:47).
Çeşitli dillerde A harfinin Tanrı’nın suretini nasıl sakladığını göstermeye çalışacağım.
İbranice, Alef, öküz, uyum, birlik, kuvvet.
Yunanca. Alfa, meshetmek, güçle kalmak.
İskandinav, Ar, dışa akış, parçalayıcı enerji.
Kabala, Kether, taç
Brahmanik, Aszchini, avcı.
Arapça El Serlan, Mükemmellik
Şimdi dikkatinizi Hayat Hareketi’ne çekmek istiyorum. Kabala’da bütün kadim felsefelerin en derini ve en hakikisi olan pirimum mobile, yani ilk harekete, Raşit Ha Galgalim, yani GİRDAP HAREKETİNİN BAŞLANGICI denir. Buna, sonuçta evrensel madde formunu ortaya çıkaran ruhun doğal hareketi denebilir.
Bu hareketi rüzgârın burgacında görebiliriz. İnsan bedeni bu türden bir hareketle kıvrılan, titreşen bir kütledir: milyonlarca küçücük cisim bir burgacın içindedir ve bu burgaç bir yansımayla sonuçlanır. Tıpkı bir hortumun oluşup son bir hızla toprakları silip süpürmesi gibi, sistemimizdeki kan da bedenden atılan sıvıları siler süpürür. Bu bağlamda gözlemenizi istediğim şey, A harfinini şeklinin İlk Hareket, diğer adıyla primum mobile‘ın şekline nasıl benzediğidir. Harf hızla kendi etrafında döndürülürse, bir koni şeklini alacaktır. Kininin ucu düzleştirilirse koni bir yarı küreye dönüşecektir.
Peki A’nın çizgisi ne anlama gelmektedir. O girdap hareketinde ortaya çıkan elektrik (esîrî) akımı başlatan artı ve eksi kutupları birbirine bağlayan Manyetik Köprü’dür ve hareketi sürekli kılan araçtır. Bu yüzden bir dünya oluşturmaya başladığınız zaman köprüyü unutmayın.
A işaretinin sadece fallik bir sembol olduğu, doğanın pozitif, eril ve yatay, negatif, dişil kuvvetlerini gösterdiği konusunda çok az kuşku vardır. A’nın iki ayağı sırasıyla Ateş ve Hava’yı temsil eder, yan çizgi ise Toprak ve Su’dur; daha doğrusu Islak Toprak: “Ve Tanrı’nın Ruhu suların üzerinde gezdi.”
Buradan öğrencinin kendi başına yanıtlayabileceği ilginç bir sorgulama çıkar: neden kiliseler de bir kule vardır, camilerde ve bazı eski katedrallerde neden kubbe vardır. Modern kuleler neden sivri uçludur?
Aynı soru mezarlıklarda gördüğümüz birçok heykel ve mezar taşı için de sorulabilir. Unutmayın insan eli hiçbir şeyi tesadüfen yapmaz; bununla birlikte genellikle akıl, zeka, kendi ellerinin işini, neyi niçin yaptığını açıklayamaz.
Şekline bakacak olursak, A yukarıda zihinsel olarak merkezde fiziksel olarak birleşen kusursuz ruhani varlıkları gösterir. Tanrı, Tek İlke, bilinç düzeyi de ancak bir çifte ifadeyle zuhur eder. Bu, birdeki iki, ikideki birdir.
Dikkat edilmesi gereken başka bir nokta bu birleşmiş ruhani varlıkların sağlam bir şekilde yeryüzünde birleşmiş olmalarıdır. Elle tutulabilir bir forma sahip olup eksiksiz bir analize tabi tutulabilirler.
Madde, ruhun insan bilinci tarafından algılandığı şekliyle bir tezahüründen başka bir şey değildir.
Hermes’in Zümrüt Tablet’inde “Tek olanın mucizesini gerçekleştirmek için, aşağıdaki yukarıdaki gibidir, yukarıdaki gibidir.”
Bir sembol olarak “öküz”ü, Kitabı Mukaddes’te aşağıdaki pasajlarda bulabilirsiniz. Sayılar 22:4; Tesniye 5:14, 25:4; Hakim. 6:4; İşaya 1.3; 1. Kral. 19:19, Mezmur. 144:14; Amos 6:12.
ÖĞRENCİNİN DİKKATİNE
Bu yüce konu üzerine tefekkür ederken, kendinizi çok zorlamayın ve her şeyi bir anda kavramaya çalışmayın.
İmgelem, tanrısal resim-düşünceleri arayacağınız büyük bir sanat galerisidir. İmgelemeyi irade edin! Bu majisyenlerin sırlarından biridir, diğeri de şudur: hakikiyi sahte olandan, kalıcıyı geçici olandan, sabiti uçucu olandan ayırmayı öğren. Unutmayın kusursuz psişik araçlara sahipsiniz; yalnızca onları ustalıkla kullanmasını bilmiyorsunuzelemeyi irade edin! Bu majisyenlerin sırlarından biridir, diğeri de şudur: hakikiyi sahte olandan, kalıcıyı geçici olandan, sabiti uçucu olandan ayırmayı öğren. Unutmayın kusursuz psişik araçlara sahipsiniz; yalnızca onları ustalıkla kullanmasını bilmiyorsunuz o kadar.
Bu dersi Usta Eliphas Levi’nin harika nasihatiyle kapatmak isterim:
“Bir şeyi yapabilmek için onu yapabileceğimize inanmamız gerekir, bu inanç hemen eyleme geçirilmelidir. Bir çocuk “yapamıyorum” dediği zaman, annesi ona “Dene” der. İnanç denemez bile. İşi tamamlayacağına büyük bir güvenle başlar, sanki elinin altında Kadiri Mutlak bir güç, önünde Sonsuzluk varmış gibi sakin ve kendinden emin hareket eder. İstediğiniz şeyi kendinize söylemeye cesaret edin ve sonra vakit kaybetmeden çalışmaya başlayın, aynı şekilde ve aynı amaç için eylemde bulunmaktan vazgeçmeyin. İrade ettiğiniz şey olmuştur; sizin için, sizin nezdinizde o çoktan başlamıştır. Sextus sürülerini seyrederken “Papa olmak istiyorum” demişti ve Papa oldu. GÜCÜNÜZE İNANIN SONRA DA EYLEME GEÇİN! Tembel bir insan asla majisyen olamaz. Maji tüm saatleri, tüm anları içeren bir çalışmadır. Bil, Cüret Et ve Sessiz Ol! Bu şekilde yeryüzünde ve gökyüzüdeki her şeyi kendinize çeken bir mıknatıs haline gelirsiniz.


Kaynak
www.batiniler.com

blog posts 4

Sansür sonrası Ekşi Sözlük’ün trafiği BTK’nın kapatma kararından Ekşi Sözlük nasıl etkilendi? Twitter benzeri uygulama Bluesky App Store’da ...